Beynimizi Neler Yorar?
Ortalama okuma süresi: dakika
İçindekiler:

Beynimizi Neler Yorar?

Beyniniz Yaşlanmaya Hazır mı?

Yaşlanmak doğal bir süreç, peki beyniniz buna hazır mı? Ülkemizde 65 yaş üzeri birey sayısı 10 milyona ulaşmış durumda ve bu rakamın 2040 yılında 16 milyonu aşması bekleniyor. Ancak uzun yaşam, sağlıklı bir beyinle anlam kazanır. Bilimsel çalışmalar gösteriyor ki, diğer organlarımız sağlıklı kalsa da beynimiz daha hızlı yaşlanabiliyor. Bu da işlevsellik kaybına, unutkanlığa ve yaşam kalitesinin düşmesine yol açabiliyor.

Bunlarla ilişkili olarak son yıllarda üzerinde durulan “Bilişsel Rezerv Teorisi” beynimizin bir kumbara gibi doğuştan itibaren beslenme biçimimiz, aldığımız eğitim, yaşam tarzımız ve geçirdiğimiz hastalıklar sonucunda zenginleştiği ya da fakirleştiği, bir başka ifadeyle erken yorulduğu esasına dayanmaktadır. Bilişsel rezervimizi yani beynimizin dayanıklılığını ve esnekliğini güçlendirmek, bu sürecin yavaşlatılmasında kritik rol oynar.

Beynin yorulduğunu (hasar gördüğünü) gösteren sinyallere dikkat etmeliyiz. Bunun için en önemli gösterge işlevselliğimizin azalmış olmasıdır. Daha önce kısa sürede yaptığımız bir işi daha uzun sürede yapmaya başlamışsak hatta tamamlamakta zorlanıyorsak, aynı anda birden fazla işi yürütmekte zorlanıyorsak, randevuları, faturaları takip etmekte zorlanıyorsak, gün içi yorgunluk, uyuklama hali başlamışsa, hobilerimize karşı ilgi ve motivasyonumuz azaldıysa, basit bir alışveriş listesini yazılı olmadan hatırlamakta zorlanıyorsak işlevselliğimiz etkilenmeye başlamış demektir. Bunlar da yorgun bir beynin ilk sinyalleri olabilir ve alarm zillerinin çalmakta olduğunu gösterir. İşte beyni yoran hastalıklar, erken uyarı sinyalleri ve sağlıklı bir beyin için dikkat etmeniz gerekenleri Doç.Dr. Mustafa Şeçkin’den dinledik …

Beyni yoran hastalıklar Alzheimer hastalığına yol açar mı?

Bu hastalıklar genellikle direk olarak Alzheimer hastalığı ile ilişkili değildir ancak beyin üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle bilişsel rezervin azalmasına ve Alzheimer hastalığı riski taşıyan bireylerin daha erken yaşlarda semptomatik hale gelmesine neden olurlar. Bu nedenle beyni yoran hastalıklarla mücadele etmek Alzheimer hastalığı tanısını olabildiğince geciktirmeye yardımcı olur.

Beyni yoran hastalıklar hangileridir?

Kolesterol yüksekliği, sigara, kalp ritm ve kapak bozuklukları, diyabet (şeker hastalığı) ve yüksek kan basıncının (hipertansiyon) neden olduğu beyin-damar hastalıkları, beslenme yetersizliği, vitamin ve demir eksikliği, tek yanlı (örn: gluten ağırlıklı) beslenme, uyku bozuklukları, elektrolit (sodyum, potasyum, klor, magnezyum vb.) bozuklukları ve böbrek hastalıkları ve tabi ki COVID-19 gibi ağır enfeksiyonlar beyni yoran önemli hastalıklar arasında sayılabilir. Şimdi gelin bunlara odaklanalım.

Beyin-damar hastalıkları

İyi kontrol edilemeyen şeker ve kan basıncı düzeyleri, kalp ritmini etkileyen durumlar, damar sertliğine (ateroskleroz) neden olabilen kolesterol yükseklikleri, sigara kullanımı gibi durumlar beynin kanlanmasını bozarak yavaş veya ani gelişen beyin hasarına neden olabilir. Ani gelişen olaylar genellikle semptomatiktir ancak tanı konularak tedavi edilebilse de çoğu hastada beyin dokusunda ciddi kalıcı hasar oluşur. Özellikle kontrol altında olmayan diyabet ve hipertansiyon gibi durumların neden olduğu küçük damar hastalıkları ise eğer beynin kritik alanlarını (örn: bellekle ilgili alanlar) etkilemediyse çoğunlukla sessiz ve sinsi seyreder. Küçük damarların etkilenmesi sonucunda görülen milimetrik hasarlar yıllar içerisinde birleşerek geniş bir alanın etkilenmesine neden olabilir ve bu hastalarda vasküler (damarsal) demans (bunama) veya parkinsonizm adı verilen klinik bulgular ortaya çıkabilir.

Beslenme ile ilgili durumlar

Çoğunlukla beslenme eksikliği ile ilişkili olan ancak mide ve barsak hastalıkları sonucunda emilimin bozulması nedeniyle de görülebilen B1, B6, B12 ve D vitamini, folik asit gibi vitaminlerin veya demir gibi önemli yapıların eksikliği sinir hücrelerinin fonksiyonunu bozar ve bu eksiklik uzun sürerse kalıcı hasara neden olabilir. Çok basit tarama testleri ile tanı konulabilen bu durumlar beyni yoran hastalıklar arasında en hızlı ve kolay biçimde düzeltilebilenler olarak sayılabilir. Ayrıca son yıllarda buğday ve benzeri tahıllarda bulunan bir protein olan gluten ağırlıklı beslenmenin beyinde kronik bir yangı (enflamasyon) yaratarak baş ağrısı, depresyon, motivasyon bozuklukları hatta Alzheimer ve Parkinson hastalıkları gibi nörodejeneratif süreçleri tetikleyebileceği gösterilmiştir.

Uyku bozuklukları

Uyku, beynin dinlendiği, çöplerini boşalttığı ve gücünü tazelediği bir süreçtir. Uyku sırasında salgılanan hormonlar beyin ve ruh sağlığı için büyük önem taşır. Ayrıca gün içerisinde beyinde üretilen anormal yapıdaki proteinler uyku sırasında beyinden temizlenir. Uyku düzensizliği bu anormal proteinlerin birikerek Alzheimer hastalığına yol açan patolojik sürece katkıda bulunmasına neden olur. Bu nedenle uyku bozuklukları sadece beyni yoran değil aynı zamanda direk olarak Alzheimer hastalığı ile ilişkili olabilen ciddi klinik durumlardır.

Elektrolit bozuklukları ve böbrek hastalıkları

Sinir hücrelerinde her saniye yüzlerce kimyasal reaksiyon gerçekleşir. Bu kimyasal reaksiyonların en önemli yapıtaşları arasında sodyum, potasyum, klor, magnezyum gibi elektrolitler yer alır. Beslenme yolu ile bu elektrolitlerin eksik veya fazla alınması, su içmede yetersizlik veya kronik böbrek hastalıkları vücutta elektrolit bozukluklarına yol açabilir. Ayrıca böbrek yetmezliğinde idrar ile atılamayan toksik maddeler dolaşım yoluyla beyne ulaşarak direk hasar verebilir.

COVID-19 sonrası zihin bulanıklığı

Imperial College London’da yapılan bir araştırmada COVID-19’un bilişsel (kognitif) etkileri incelendi ve bu hastaların bir bölümünde COVID-19 enfeksiyon bulguları düzeldikten aylar sonra dahi devam edebilen dikkat, bellek ve odaklanma bozukluğu tarzında bir çeşit zihin bulanıklığı (brain fog) tanımlandı. Yapılan IQ testlerinde ise hastaların COVID-19 enfeksiyonu öncesine oranla %10’a varan kayıp yaşadığı gösterildi. Bu da COVID-19 geçiren hastaların bazılarının beyinlerinin en az 10 yıl yaşlandığı anlamına gelmektedir. Ayrıca kendi kliniğimizdeki gözlemimiz bu önlemlere uyarak hiç evden çıkmayan ve hareketsiz kalan yaşlı bireylerin COVID-19 geçirmedikleri halde bilişsel yetilerinin beklenenden çok daha hızlı bozulduğunu göstermektedir. Bu da hareketsizliğin beynin yaşlanması üzerindeki olumsuz etkilerini göstermektedir.

Bir hekime başvurmak için yaşlanmayı bekleyelim mi?

Kesinlikle hayır. Geçtiğimiz yıllarda Dünya Sağlık Örgütü bir anlamda yaşlılığı yeniden tanımlayarak 80 yaş ve üzerini “yaşlı”, 65-80 yaş arasını ise “orta yaşlı” olarak sınıflandırdı. Alzheimer hastalığının ilk tanıdan 20-30 yıl önce beynimizde değişiklikler oluşturmaya başladığını düşünecek olursak, muayene olmak için yaşlanmayı beklemenin büyük bir hata olacağını söylemek yanlış olmaz. İşte bu değişiklikler ellili yaşlardan itibaren Hafif Bilişsel Bozukluk adı verilen ve Alzheimer hastalığının erken formu olarak kabul edilen duruma neden olabilir. Genel toplumda 60 yaş üzerinde her beş kişiden birinde Hafif Bilişsel Bozukluk görülür ve sıklığı 65 yaşından sonra daha da artmaktadır. Amerikan Nöroloji Akademisi 2019 yılında yayınlanan bir raporda 65 yaş üzerindeki bireyler için yıllık nörolojik ve bilişsel (kognitif) muayenelerin yapılmasını tavsiye etmektedir. Bu nedenle Alzheimer hastalığı açısından nörolojik değerlendirmenin mümkün olduğunca erken, bir başka deyişle beynimizin yorulduğunu hissetmeye başlar başlamaz yapılması gerekir.

Beyin yaşlanmasını önlemek için neler yapmalıyız?

  • Kan Şekeri, Tansiyon ve Kolesterol Değerlerinizi Kontrol Altında Tutun: Beyin damar sağlığınızı koruyarak ani ve sinsi ilerleyen hasarları önleyin.
  • Beslenme Eksikliklerini Giderin: B1, B6, B12, D vitamini, folat ve demir eksiklikleri sinir sistemi sağlığını doğrudan etkiler. Optimal seviyelerin altında olan vitaminlerin sebeplerinin araştırılması ve desteklenmesi önemlidir.
  • Uyku Düzeninizi İyileştirin: Kaliteli uyku, beynin kendini yenilemesi için hayati önem taşır. Uyku bozukluklarını ihmal etmeyin.
  • Stresi Yönetin: Kronik stres, beyin fonksiyonlarını zayıflatır. Stresinizi yönetmek ve stresin vucüdunuz üzerindeki etkilerini azaltmak mümkün.
  • Elektrolit Dengesi ve Böbrek Sağlığınızı Takip Edin: Su tüketiminize dikkat edin, kahve ve çay ölçülü tüketin, böbrekleri yoracak ilaç tüketiinden kaçının.
  • Hareket Edin: Hareketsizlık beyin yaşlanmasını hızlandırır. Fiziksel aktivite, hem kan dolaşımını iyileştirir hem de beyninizin bilişsel rezervini güçlendirir. Kendinize, sağlık durumunuza ve yaşınıza uygun egzersizi şeçin.
  • Beyin Sağlığınızı İhmal Etmeyin: Beynin yorulduğunu gösteren sinyalleri, nörolojik ve bilişsel muayenelerinizi ihmal etmeyin.

Sıkça Sorulan Sorular

Beyin yaşlanması nedir? Neden diğer organlardan daha hızlı yaşlanır?

Beyin yaşlanması; hafıza, dikkat, karar verme ve odaklanma gibi bilişsel işlevlerde zamanla meydana gelen yavaşlama veya bozulmaları ifade eder. Beynimiz doğumdan itibaren çevresel faktörler, beslenme şekli, stres, uyku kalitesi ve hastalıklar gibi birçok etkiye maruz kalır. Bu etkenler sinir hücrelerinin erken hasar görmesine neden olabilir.

Beynin yorulduğunu nasıl anlarım?

İşlevsellikte azalma en temel işarettir. Örneğin:

  • Daha önce kolayca yaptığınız işleri tamamlamakta zorlanıyorsanız
  • Randevuları unutuyor, alışveriş listesini hatırlamakta zorlanıyorsanız
  • Gün içinde yorgunluk veya motivasyon kaybı yaşıyorsanız
  • Hobilere karşı ilginiz azaldıysa bu belirtiler yorgun bir beynin sinyalleri olabilir.

Bilişsel rezerv nedir? Nasıl güçlendirilir?

Bilişsel rezerv, beynin dayanıklılık kapasitesidir. Eğitim düzeyi, sosyal etkileşim, zihinsel aktiviteler, fiziksel egzersiz, sağlıklı beslenme ve kaliteli uyku gibi faktörlerle desteklenerek artırılabilir. Yüksek bilişsel rezerve sahip bireyler, beyin yaşlanmasına karşı daha dirençli olur.

Uyku bozukluğu gerçekten Alzheimer riskini artırır mı?

Evet. Uyku sırasında beyin kendini onarır ve toksik proteinleri temizler. Uyku bozukluğu olan bireylerde bu süreçler bozulur ve Alzheimer’a yol açabilecek proteinler birikir. Bu nedenle uyku kalitesine dikkat etmek önemlidir.

COVID-19 geçirdikten sonra unutkanlık yaşıyorum. Bu normal mi?

Evet, “brain fog” (zihin bulanıklığı) olarak bilinen bu durum COVID-19 sonrasında yaygın olarak görülmektedir. Bellek, dikkat ve odaklanmada zorluk yaşayan birçok birey, enfeksiyon geçtikten sonra bile uzun süre etkilenebilir. Gerekirse nörokognitif değerlendirme yapılmalıdır.

Hafif Bilişsel Bozukluk (HBB) nedir? Her unutkanlık bunun işareti mi?

HBB, yaşlanma sürecinde görülen ancak günlük hayatı büyük ölçüde etkilemeyen hafif düzeyde bellek ve dikkat problemlerini ifade eder. Her unutkanlık HBB değildir, ancak sıklaşan ve işlevselliği etkileyen unutkanlık durumlarında değerlendirme yapılması önerilir.

Alzheimer riskim varsa ne zaman doktora başvurmalıyım?

Beklemeden, özellikle 50’li yaşlardan itibaren düzenli kontroller önerilir. Amerikan Nöroloji Akademisi, 65 yaş üstü bireylerde yılda bir kez bilişsel muayene yapılmasını tavsiye etmektedir. Aile öyküsü varsa bu süreç daha erken başlatılabilir.

Beyin sağlığım için hangi testleri yaptırmalıyım?

  • Nörokognitif testler (hafıza, dikkat, hız değerlendirmesi)
  • Biyokimyasal ve hormonal testler
  • Vitamin ve mineral düzeyleri (B12, D vitamini, folik asit vb.)
  • Elektrolit ve böbrek fonksiyon testleri
  • Uyku değerlendirmeleri
  • Gerekliyse genetik testler

Beyin sağlığımı korumak için günlük hayatımda nelere dikkat etmeliyim?

  • Düzenli egzersiz yapın
  • Uyku düzeninize özen gösterin
  • Dengeli ve anti-inflamatuar ağırlıklı beslenin
  • Sosyal ilişkilerinizi sürdürün
  • Stresten uzak durmaya çalışın
  • Zihinsel olarak aktif kalın (okuma, öğrenme, yeni hobiler)

LaraHealth olarak bu konuda nasıl bir destek sağlıyorsunuz?

LaraHealth olarak; nörokognitif değerlendirme, metabolik ve biyokimyasal tarama, kişiye özel beslenme planlaması, mikrobesin desteği ve gerektiğinde genetik risk analizi sunuyoruz. Amaç, beyin sağlığını bireysel temelde değerlendirmek ve erken müdahaleyi mümkün kılmak.

Beyin Sağlığını koruyarak #KendininEnİyisi ol!

Nörokognitif değerlendirmeler, beyin sağlığını olumsuz etkileyen ikincil hastalıklar, beyin fonksiyonlarını etkileyen biyokimyasal ve metabolik bozuklukların incelenmesi, uyku bozukluklarının tespiti ve aile öyküsü olan olgularda genetik risk faktörlerinin saptanması, daha yüksek bilişsel rezerve ulaşmak için bireyselleştirilmiş diyet programları ve mikrobesin desteği ve daha fazlası için LaraHealth ile iletişime geçin.